Supernatural Finalinin Ardından...

Supernatural Sezon 1

Bugün bazılarımızın hayatında gerçekten büyük bir boşluk oluştu. 15 senedir hayatımızın bir parçası olan, bize aile kavramını, kardeşliği, sevgiyi öğreten ; bize türlü türlü duyguları yaşatan Supernatural final bölümü Carry On ile büyük vedasını yaptı.

 Sabahın erken sularında uyandık. Kimimiz Türkçe altyazı bekledi, kimi İngilizce altyazıyla girişti bölüme, kimisi ise gecenin bir vaktinde canlı yayından izledi bölümü. Ama nasıl izlersek izleyelim hepimizde o aynı buruk tat kaldı. Kabul etmem gerek, neredeyse 10 senedir takip ettiğim bu dizi için objektif bir yazı yazamam, yazılmamalı da. Çünkü diziyi dizi yapan bize hissettirdikleri. Ben de bu yüzden bölümü izlememin üzerinden birkaç saat geçince tekrar izledim ve bende hissettirdiklerini yazmaya geldim.

Son bir av diyerek açtık bölümü ve olayların içine daldık. Aslında uzun zaman önceden bu Cennet sonunu tahmin etsem de ne yalan söyleyeyim, diyaloglar ve işleyiş içimi burktu. Özellikle Dean'in ölümü biraz aceleye getirilmiş gelse de düşünüldüğünde gerçekten vurucu bir sahne. Dizide onlarca defa ölümden dönen iki kardeş de artık şunun farkında, bu sefer dönüş yok. Karakterin yüzlerindeki o üzüntü ve korkuyu hiç bu kadar iyi yansıtmamıştı iki oyuncu da daha önce. Büyük ağabey Dean, kardeşiyle vedalaşıyor ve gitmeden önce onun iyi olacağından, istediği hayatı elde edeceğinden emin olmak istiyor. İşte olması gereken Supernatural.

Winchesterlar vampir yuvasında

Ölüm olayından bahsetmişken şunu da söylemek lazım, Supernatural ile ilgili en kritik konu büyük ihtimal özgür irade ve kader konusudur. Son sezonun 11. bölümünde de gördüğümüz gibi o ana kadar yaşanan her şey Chuck'ın yazdıklarıydı. Kardeşlerin bunca zorluğa göğüs germesi, ölümden dönmesi ; hepsi Chuck'ın onları koruması sayesindeydi. Yine 11. bölümde gördüğümüz gibi, Chuck onların yanında olmadığında kardeşler çok zor durumdaydı. Chuck da çok kez favorisinin Winchesterlar olduğunu söylemişti. Bu bölüm sonunda ''şans''larını alsalar da belki de bu geçiciydi. Belki de tekrardan Chuck gittiğinde, onlar koruyan ilahi bir güç kalmamıştı ve ''normal'' insanlardan farkları kalmamıştı. Yoksa yazarlar sırf Dean'i öldürmek istese, basit bir çividen vidadan daha iyi şeyler bulabilirdi. Belki de burada izleyicinin özellikle bunu düşünmesi istendi, kim bilir?


Dizinin daha pilot bölümünden itibaren Sam ve Dean'in arasındaki büyük fark gözümüze sokuluyor. Sam'in içinde her zaman bir ''normal'' yaşantı isteği vardı. Özellikle ilk sezonlarda okulunu, sevgilisini nasıl avlanmanın üstünde tuttuğunu görmüştük. Bu yönden çok mantıklı olmuş gidenin Dean, kalanın Sam olması. Sam sonunda o istediği aile hayatına kavuşmuş, çocuğunu yetiştirmiş ama bir yandan da Dean'e olan sevgisini içinde tutmuş. Impala'nın üstündeki örtüyü kaldırışı, direksiyona geçişi Jared Padalecki'nin oyunculuğu beğenmeyen beni bile etkiledi, o derece. Artık Sam hayatının sonlarına yaklaşıp da yataklara düştüğünde, sonunda istediği vakit gelmiş oluyor. Abisi Dean'e kavuşacağını bilerek oğluyla vedalaşıyor ve huzurlu bir şekilde dünyaya veda ediyor.

Sam Winchester Impala'da

İşte sonra finalin en can alıcı noktasına geliyoruz! Dean'in 15 yıl önceki o köprüye gitmesi, arkada çalan o Carry on Wayward Son, Sam'in onu orada bulması ve geldiğini hisseden Dean'in o anki yüz ifadesi... İşte Supernatural bundan ibaret değil mi? Aile, kardeşlik, sevgi, duygular... Tıpkı 15 sene önceki gibi, ilk avlarına çıktıkları yerde, o köprüde, aynı kıyafetlerle buluşuyor Winchester kardeşler. 15 sene canları pahasına savaştıkları şeyi başarmış bir şekilde; sevdikleriyle, kaybettikleriyle beraber Cennet'te sonsuz bir maceraya çıkıyorlar.


Sam ve Dean Winchester Cennet'teki Köprüde

Dizinin en başından beri olay hep kardeşlerdi. Winchesterlar, ve birbirlerini korumak için tüm dünyayı karşılarına almaları. İşte Supernatural de çıktığı yola sadık kaldı, başladığı yerde başladığı kişilerle bitti. Dean'in de dediği gibi, "It Was Always You and Me". Şu sahne ile ne demek istediğimi gerçekten anlayacaksınız, Supernatural ruhunu özetliyor. 

Evet, daha farklı ve daha güzel sonlar yazılabilirdi. Belki pandemiden belki de virüsten böyle oldu, bilemeyiz. Ama kabul etmemiz lazım ki Supernatural artık yok. 15 yıllık mücadelenin ardından Winchesterlar sonunda hakkettikleri mutluluğu elde etti ve bizlere veda etti. Asıl konuşmamız gereken de bu bence...

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Saçmalık. nerede castiel nerede jack. ayıp adamlar okadar emek verdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda da bahsettiğim gibi, dizi Winchester kardeşlerle başladı, onlarla bitti. Bunu bozmamak için gösterilmemiş olabilirler

      Sil
  2. Diziyi 6. Veya 7. Sezonda bırakmıştım ama sıkı bi Dc hayranı olarak Supernatural'in Dc evreninde olduğunu duymam ve Tanrı geldi hatta kötü/umursamaz gibi spoilerlar yedikten sonra son sezonu izledim bence gayet yerinde bir finaldi. Sadece son bölum Dc'nin asıl gerçek tanrısına ve gerçek tanrının iyi olacağina dair gönderme bile olsa bir şeyler beklemiştim. ( Gerçi görünen o ki Jack'de harika bir tanrı olacak gibi :D )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğin DC Comics olayı sanırım Teen Titans çizgiromanı. Ben de görmüştüm yanılmıyorsam. Ama maalesef Supernatural evreninde gerçek tanrı her zaman kötü, yarattıklarını terkedip giden olarak gösterilmişti. Özellikle gariban Castiel çok üzülüyordu bu duruma da...

      Ama diziye geri dönmen, finali beğenmen ve en çok da yazımıza ilgi göstermen bizi mutlu etti, teşekkürler

      Sil
  3. Final hakkında bir başka görüş ise, chuck'ın kardeşlere hazırladığı final ya da ölüm de hep görkemliydi. Hep bir tanesinin çabalamasını anlatan bitmek bilmez döngüydü aslında bir nevi chuckın yazacağı finale de ters olan kendi hikayelerini kendileri yazmayı seçtiler. Sıradan normal insanlar gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, Free Will zaten bu sezonun ana temasıydı. Kendi sonlarını kendileri yazdı bu sefer ^^

      Sil
Emoji
(y)
:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
:p
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
x-)
(k)