Oyunlar ve İnsanlar

  WASD tuşlarını gerçek hayatımız yerine tercih etmemizden gerçekliğin algısının değiştirilmesine kadar uzanan, zaman zaman aksiyonlu zaman zaman dramatik, bazen kendimizden bir parça bulduğumuz ve iletişim aracı olarak kullandığımız, bazense sadece kafa dağıtmak için dünyasına daldığımız sanal bir hobi oyunlar.

Bu hobi rakip vurmaktan veya galibiyet almaktan daha fazlası olabiliyor. Örneğin bir geçim kaynağı. Oynayanından tutun, geliştirene hatta ve hatta şu an okuduğunuz yazıyı yazan bana kadar ulaşan uzun, karışık ve eğlenceli bir uğraş.

Bu uğraş öyle bir seviyeye geldi ki sanal gerçeklik dediğimiz şey ortaya çıktı. İnsanlar gerçek dünyanın yapmacıklıklarını yaşamak yerine kendi gerçekliklerini yapay şekilde oluşturur hale geldiler.

Bir oyundan çok kendini ifade etme biçimi haline dönüşen oyunlar ve sanal dünya insanların hayatına adapte olup daha çok yer almaya başladı ve gelişimlerinde pozitif evrime yol açtı. Artık gerçek hayattaki hobilerimizi, uğraşlarımızı simülasyon adı altında sanal dünyada yapıyoruz ve bu gerçeğinden daha fazla zevk veriyor.

Belki de bir gün gelecek gerçek hayatımızdan daha fazla zamanı ayırmak şöyle bir dursun tüm hayatımız bundan ibaret olacak.

Yazımızı Ready Player One’dan bir alıntı yaparak sonlandıralım.

Gerçekliğin hayal gücümüz ile sınırlı kaldığı bir yer.
İstediğimizi yapabiliriz. İstediğimiz yere gidebiliriz. Tatil gezegeni gibi. Hawaii’de 15 metrelik dev dalgalarda sörf yapabiliriz. Piramitlerde kayak yapabiliriz. Batman ile Everest Dağı’na tırmanabiliriz.