Jedi: Fallen Order İncelemesi

Oyunun posterlerinden biri

EA, Star Wars’ı aldığından beri büyük bir kitle tek oyunculu bir Star Wars oyunu beklemekte ve Jedi: Fallen Order beklenen oyun olmasa da EA’in yaptığı ilk tek oyunculu Star Wars oyunu. Oyunda Order 66’dan sağ çıkmış bir Padawan’ı yönetiyoruz yani tam olarak bir Jedi değiliz. Bu yüzden siz de benim gibi güç fantezisi yapabileceğiniz bir oyun beklediyseniz biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu, oyunun kötü olduğu anlamına gelmez ama sanki çok daha iyi olabilecekken aceleye getirilmiş gibi hissettiriyor.

Fallen Order bir Action adventure, metroidvania, souls-like oyunu. Üstüne ‘’Platform’’ ve “Uncharted gibi” denilen etkileşimli aksiyon sekansları da var. Anlayacağınız tek bir türü benimsemek yerine hepsinden biraz alıp ortaya karışık bir şey çıkartmışlar. Bunun iyi olan yanı oyunun tekdüzelikten uzak olmasını ve sürekli tempo değiştirebilmesini sağlamış olması, kötü olan yanı ise bu kadar çok şeyin üstüne odaklanıp iyice geliştiremeyecekleri için çoğu türde yüzeysel kalması. En ana mekaniği dövüş olduğu için bu kısım bir “Padawan oyunu” için güzel. Souls tarzında checkpointler kullanmış olsa da zor bir oyun değil. Oyunda bosslar haricinde doğru düzgün ölmedim, bu da akıcı bir deneyim sağlamasına yardımcı oldu bence. 

Oyunda kılıç kullanımı güzel ancak yeteneklerin büyük bir bölümü gereksiz hissettiriyor. Hatta oynarken unutuyorsunuz. Başta yetenek ağacını görüp ne çok yetenek var diye sevinmiştim ama oyunu bitirdiğimde yeteneklerin çoğunu 1-2 defa kullanmıştım sadece. Tabii çok kullandıklarım da oldu. Mesela Force Push yeteneğini spamladım desem yeridir. Gördüğüm boss harici düşmanların kenarlara yakın duranlarını aşağı fırlattım geçtim direkt. Hatta bir mini boss’u da Force Push ile pervaneye iterek öldürdüm. Işın kılıcını fırlatma veya çift taraflı kılıcı ikiye bölüp iki kılıçla saldırma yetenekleri de oldukça işime yaradı. Yani aslında skiller güzel ama birkaç tanesi diğerlerine göre fazla iyi olduğu için onları gölgede bırakıp varlıklarını unutturuyorlar. 

Oyunun yetenek ağacı

Temel kılıç mekaniklerine dönersek; Burada Souls’lardan çok Sekiro benzeri bir şey yapmışlar. Düşmanların saldırısını son anda keserek yani parry’leyerek onların savunmalarına zarar veriyorsunuz ve düşmanın boyutuna göre bunu bir veya birkaç kez yapınca saldırabilmek için açık yaratıyorsunuz. Temel savaş bunun üzerine olduğu için parry’lemeyi iyi öğrenmeniz gerekiyor çünkü erken yaparsanız bu sefer sizin savunmanız zarar görüyor.

Bu işleniş olarak güzel ve oynaması eğlenceli bir mekanik olmuş ama keşke Sekiro’nun posture sistemini almışken posture bitince tek atma özelliğini de alsalarmış. Çünkü savunmasını kırdığınız bir düşmana birkaç kez vurduktan sonra tekrar savunmaya geçiyor ve bu da ışın kılıcından çok sopayla vurmuşuz gibi hissetmemize sebep oluyor. Işın kılıcının mantıken her şeye tek atması, biçip geçmesi gerekiyor çünkü.

Görüntü bakımındansa kılıç gerçekten güzel görünüyor. Karanlık yerlerde kılıçtan çıkan ışığın bir yerlere yansıması ya da kılıcı önümüze tutup fener gibi kullanabilmemiz falan oldukça hoşuma gitti. Görsellik açısından gerçekten çok iyi bir ışın kılıcı yaptıklarını söyleyebilirim.

Oyunun içinde üç büyük ışın kılıcı düellosu var ve bunlardan ilki olan 9th Sister düellosu son zamanlarda yaptığım boss savaşları arasında en iyisiydi diyebilirim. Diğer ikisi de gayet güzeller bu arada. Üç az bir sayı ama çok olup kötü olmalarındansa böyle olması daha iyi olmuş.

9th Sister boss savaşından bir görüntü

Oyun klasik metroidvania esintileri barındırıyor. Başta ulaşamadığınız yerlere sonradan edindiğiniz güçler ile ulaşabiliyorsunuz falan ama bu tabii ki normal bir metroidvania oyununa göre çok daha yüzeysel ve sığ kalmış. Yine de olması hoş. Oyundaki gezegenleri daha fazla keşfedebilmemizi sağlıyorlar ama oyunda hızlı seyahat olmaması yüzünden keşfetme isteğiniz de kırılıyor.

“Uncharted gibi” aksiyon sekansları da normaller diyebilirim. Bazıları oynanmaktan çok izlenme içerse de güzel olanları da var. Özellikle spoiler olacağı için detaylı bahsetmeyeceğim ama oyunun son bu tarz sekansı olan kısım cidden heyecanlıydı.

Toparlarsak, Jedi: Fallen Order bence biraz abartılmış bir oyun olsa da gayet güzel denebilecek, çok iyi olmayan ama ortalamadan da üstte olan bir oyun. Size muhteşem vakit geçirtemeyebilir ama çok büyük beklentiye girmeden eğlenceli birkaç saat geçirmek isterseniz bakmanızı tavsiye ederim.

Metroidvania: Aksiyon-macera türünü içeren video oyunlarının bir alt terimi olup Metroid ve Castlevania oyunlarından gelmektedir.